James Cameron’un yönettiği film başrolünde oynayan iki oyuncuya da büyük bir şöhret ve servetin yani Hollywood yıldızlığının kapısını açtı. Leonardo Di Caprio da Kate Winslet de daha önce başrol oynamıştı aslında.
Ancak Titanik’in kazandığı uluslararası başarı bu iki oyuncuyu da bir anda, kelimenin tam anlamıyla bir gecede dünya çapında birer yıldıza dönüştürdü. Zaten ikisinin kariyeri de Titanik sonrasında deyim yerindeyse aldı başını gitti.
BİR GECEDE YILDIZ OLDU AMA…
48 yaşındaki İngiliz yıldız Kate Winslet tam 5 kez Oscar’a aday oldu. 2008’de başrolünü oynadığı The Reader filmiyle de En İyi Kadın Oyuncu Oscar’ını kucakladı. Titanik’in kazandığı başarıdan sonra büyük yeteneğinin de yardımıyla aldığı roller ve ortaya koyduğu performans hep eleştirmenlerden tam not aldı.
Tüm bu başarılara rağmen, hayatında çok büyük önemi olsa da Winslet aradan geçen 24 yıldan sonra bir anda kazandığı bu büyük ünden nasıl nefret ettiğini itiraf etti. Titanik’te oynadıktan sonra bir dünya yıldızı olmanın adeta hayatını mahvettiğini anlattı…
Kate Winslet Titanik ile belki de o günlerde hiç ummadığı bir şöhrete kavuştu… Ama kendi anlattığına göre bu şöretin bedeli ağır olmuştu
“ÜNLÜ OLMAK KORKUNÇ BİR ŞEYDİ”
Başarılı aktris o günleri “Belli bir şekilde görünmek ya da belli bir şey olmak zorundaymışım gibi hissettim ve o dönemde medyanın müdahalesi çok önemli olduğu için hayatım oldukça tatsızdı” diye anlatıyor.
Kate Winslet ünlendikten sonra yaşadıklarını “Gazeteciler her zaman ‘Titanik’ten sonra her şeyi yapabilirdiniz ama yine de bu küçük şeyleri yapmayı seçtiniz’ derlerdi… ben de ‘Evet, emin olun yaptım! Çünkü, tahmin edin ne oldu, ünlü olmak korkunç bir şeydi” diye anlatıyor.
“BASIN BANA ZORBALIK YAPTI”
Tatsız yönlerine rağmen Titanik’te oynamaktan pişman olmadığını söyleyen Kate Winslet yine de hemen kendini koruma moduna geçtiğini söylüyor. Bunun sebebinin de ünlenmesiyle birlikte hemen basın tarafından zorbalığa uğraması olduğunu söylüyor.
“Dürüst olmak gerekirse kendimi oldukça zorbalığa uğramış hissettim. “Sadece ‘Tamam, bu korkunç bir şey ve umarım geçer’ diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ve kesinlikle geçti ama aynı zamanda ünlü olmak buysa, ünlü olmaya hazır olmadığımı fark etmemi sağladı, teşekkürler. Hayır, kesinlikle değil.”
Winslet’in büyük yeteneği hiç tartışılmadı, o da zaten kariyeri boyunca elde ettiği başarılarla bunu çoktan kanıtlamıştı… Ancak başka yıldızlar gibi giyinmeyen, estetikten kaçan, mesleğini nasıl göründüğünün önüne koyan yıldız isim her zaman fiziği yüzünden basına konu oldu
HER ŞEYİNİ DİDİK DİDİK İNCELEDİLER, YILDIZLIĞI GÖRÜNTÜSÜNE YAKIŞTIRAMADILAR
Ani şöhreti için “Bir günden diğerine gece ve gündüz gibi farklıydı” diyen Kate Winslet sadece o dönemde değil kariyerinin ilerleyen yıllarında da birçok haksız eleştiriye maruz kaldı.
“Oldukça fazla kişisel fiziksel incelemeye maruz kaldım ve oldukça fazla eleştirildim İngiliz basını aslında bana karşı oldukça kaba davrandı” diyen kraliyet nişanı sahibi yıldız isim Titanik’te rol aldığında bir Hollywood yıldızına göre fazla “tombul” bulunmuş, bedeni, giydikleri, görüntüsü deyim yerindeyse parça pinçik edilip incelenerek hedef tahtasına konmuştu.
ADI “TOMBUL KIZ” KALDI
Hollywood’un estetiksiz, yaşıyla barışık ve spot ışıklarından uzakta, sessiz sakin bir hayatı seçen yıldızlarından olan Kate Winslet, Titanik sonrasında, başka filmlerle başarı hatta Oscar kazandığında bile alışılmış bir yıldız görüntüsünde olmadığı için aynı türde eleştirilerin hedefi olmuştu.
Hatta Titanik sonrasında basın ona “tombul kız” diye isim takmış ve basın da konuyu gündemden düşürmemek için sürekli Winslet’i haber yapmıştı. Ufak tefek olsa da hâlâ devam eden bu tür sözleri artık umursamamayı öğrendiğini söyleyen Winslet rol arkadaşı DiCaprio ile dostluğundan da çok mutlu.
O FİLMDEKİ ROL ARKADAŞI ŞİMDİ ÇOK YAKIN DOSTU OLDU
İkili Titanik’ten sonra Revolutionary Road filminde de karı kocayı canlandırmıştı. Yıllar boyunca da yakın arkadaş olarak kalmaya devam ettiler. Titanik’te oynadıklarında kendisi 22 Leonardo Di Caprio ise 23 yaşında olan Winslet rol arkadaşı için “Uzun, sıska, koordinasyonsuz uzuvlardan oluşan bir karmaşaydı. Kendine karşı çok özgürdü ve gerçekten coşkulu bir enerjisi vardı. Ve şöyle düşündüğümü hatırlıyorum, ‘Oh, bu eğlenceli olacak. Kesinlikle iyi anlaşacağız”.